Arabuluculuk nedir?
Arabuluculuk, taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlığın dava yoluna başvurulmadan önce ya da dava açıldıktan sonra, objektif ve arabuluculuk yapmaya yetkili kişiler huzurunda çözümlenme yöntemidir. Türk hukukunda da son zamanlarda yaygınlaşmaya başlayan arabuluculuk, kural olarak isteğe bağlı olarak başvurulabilen bir yöntem olarak düzenlenmiştir. Buna göre taraflar, kendilerinin ortak paydada buluşamadıkları hususları dava yoluna başvurmadan ve daha az masrafla birlikte profesyonel yardım alarak açığa kavuşturabilirler. Fakat kanunlarda yer alan bazı uyuşmazlık konularında ise arabulucuya başvurmak dava şartı olup, başvurulmadığı zaman davanın usulden reddedilmesine sebep olur.
Arabulucuya Ne Zaman Başvurabilirim?
Başvuru zamansal olarak, dava sürecinden önce veya yargılama sırasında olmak üzere iki farklı aşamada gerçekleşebilir. Her iki taraf da, henüz dava açılmadan önce arabulucuya başvurabilirler. Aksi kararlaştırılmadıkça taraflardan birinin, arabulucuya başvurma teklifine otuz gün içerisinde olumlu yanıt vermesi gerekir. Kabul etmekle birlikte arabuluculuk görüşmeleri başlar. Cevap vermeme ya da reddetme durumunda ise arabulucuya başvurma yolu kapanmış olur.
Taraflardan birinin arabulucuya başvuru teklifini kabul etmesi halinde, tarafların ilk toplantıya davet edilmeleri ve taraflarla arabulucu arasında gerçekleşecek olan sürecin devam ettirilmesi konusunda anlaşmaya varılıp bu durumun bir tutanakla belgelendirildiği tarihten itibaren arabuluculuk süreci işlemeye başlar.
Dava açıldıktan sonra arabulucuya başvurma yolunda ise mahkeme hâkimi, tarafları arabulucuya başvurma hususunda; arabuluculuk süreci, esası ve hukuki sonuçları hakkında aydınlatıp, hukuki uyuşmazlığın arabuluculuk yöntemi ile çözülmesinin sosyal ekonomik ve psikolojik açıdan faydalarını aktararak bu yola başvurmak için teşvik eder. Dava açıldıktan sonra arabulucuya başvuru halinde bu süreç, mahkemenin tarafları arabuluculuğa davetinin taraflarca kabul edilmesi veya tarafların arabulucuya başvurma konusunda anlaşmaya vardıklarını duruşma dışında mahkemeye yazılı olarak bildirdikleri ya da duruşmada bu beyanlarının tutanağa geçirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Taraflar bu teklifi kabul ettiği takdirde mahkeme bir sonraki duruşmayı üç ayı geçmemek üzere erteleyebilir. Bu süre zarfında arabuluculuk süreci tamamlanamaz ise tarafların talebiyle birlikte hakim, bu süreyi üç ay daha uzatabilir.
Arabulucuyu kim seçer?
Yukarıda izah ettiğimiz üzere arabuluculuk süreci, ihtiyari yani isteğe bağlı ve zorunlu olmak üzere ikiye ayrılır. İhtiyari olarak arabuluculuk yoluna başvurmak için, taraflar arasındaki sürecin arabuluculukla yürütülmesi ve arabulucunun seçimi konusunda bir uzlaşı gerekir. Her iki taraf da süreç henüz başlamamışken, süreci yönetecek arabulucunun kim olacağını seçebilirler. Fakat arabulucunun kim olacağı hususunda bir anlaşma mevcut değilse, taraflardan her biri, görevli ve yetkili mahkemenin bulunduğu ilin Arabuluculuk Daire Başkanlığının listesinde yer alan yetkili arabuluculardan birisini de seçebilir. Bu durumda kendisine başvurulan arabulucu, karşı tarafı arabuluculuk sürecine davet eder ve diğer taraf da daveti kabul ederse arabuluculuk süreci başlamış olur. Anlaşamama durumunda ya da re’sen seçme durumlarında arabulucu UYAP sistemi üzerinden atanır.
İlgili uyuşmazlığın çözümünde kanun koyucu, arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngörmüşse, başvuru uyuşmazlığın konusuna göre yetkili mahkemenin bulunduğu yer arabuluculuk bürosuna, arabuluculuk bürosu kurulmayan yerlerde ise görevlendirilen yazı işleri müdürlüğüne yapılır. Yetkili arabuluculuk dairesine başvuru yapılmaması halinde, karşı tarafça yetki itirazında bulunulması halinde süreç uzayabilmektedir. Arabuluculuk sürecinin başlamasından, sona ermesine kadar geçirilen süre, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz.
Arabuluculuk büroları genel olarak, bulundukları ilin adliyesinin içerisinde yer almaktadır. Taraflar arabuluculuk bürolarında, başvuru formunu doldurarak arabulucuya başvuru işlemini tamamlar.
Arabulucuya Başvuru Ücretleri Ne Kadar?
Arabuluculuk Ücretleri her sene yeniden belirlenen Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenir. Ücretlendirme konusu alansal olarak bir ayrıma tabi kılınmıştır. Buna göre Aile Hukukunda yer alan uyuşmazlıklarda, İşçi-İşveren uyuşmazlıklarında ve Tüketici uyuşmazlıklarda, Ticari uyuşmazlıklarda, Konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen hukuki uyuşmazlıklarda başvuru ücreti kalem kalem düzenlenmiştir. Arabuluculuk ücretini karşılamak için adli yardıma ihtiyaç duyan taraf, arabuluculuk bürosunun bulunduğu yerdeki sulh hukuk mahkemesinin kararı ile adli yardımdan yararlanabilir. Arabuluculuk süreci sonunda tarafların uzlaşmaya varmaları halinde, bu anlaşılan hususlarda taraflar artık dava yoluna başvuramazlar.
Hangi Davayı Açmadan Önce Arabulucuya Başvurmam Gerekir ?
Arabuluculuk müessesesi, yabancılık unsuru taşıyanlar da dâhil olmak üzere, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde uygulanır. Özel hukuk uyuşmazlıkları, kişilerin birbirleriyle ve toplulukları ile olan ilişkileri arasında ortaya çıkan ihtilafları temsil eder. Özel hukuk uyuşmazlıklarına örnek olarak, ticari şirketler arasında çıkan uyuşmazlıklar, şirket içi ortakların uyuşmazlıkları, kiralama konusunda meydana gelen uyuşmazlıklar, alım satımda meydana gelen anlaşmazlıklar verilebilir. Ancak aile içi şiddet iddiasını içeren uyuşmazlıklar arabuluculuğa elverişli değildir. Bu durumda doğrudan dava açma yoluna başvurulması gerekir.
Tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda kural olarak dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması, dava şartı olarak kabul edilmiştir. Ancak bu kurala bazı istisnalar getirilmiştir. Tüketici hakem heyetinin görevi dâhilinde olan uyuşmazlıklar ve tüketici hakem heyetinin kararlarına yapılan itirazlarda, tüketici işlemi mahiyetinde olan ve taşınmazın aynından doğan uyuşmazlıklarda, dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanmamaktadır.
Kural olarak iş uyuşmazlıklarında arabulucuya başvuru zorunlu tutulmuştur. İşçi alacakları ve tazminatları ile işe iade davalarıyla birlikte, ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesini içeren alacak ve tazminat taleplerine ilişkin uyuşmazlıklarda dava şartı olarak arabuluculuk kabul edilmiştir. Fakat tarafların, iş kazası ve meslek hastalıkları konusunda arabulucuya başvurmaları elzem olmayıp, ihtiyari olarak düzenlenmiştir.
Davacı, arabulucuya başvurmuş ve olumsuz sonuç almışsa; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir suretini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacı tarafa, son tutanağın bir haftalık kesin süre içerisinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren bir davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmezse, dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Bu da davacı tarafa zamansal ve ekonomik anlamda ciddi külfetlerin doğurabilir.